çocuğundan para esirgemek
Fiil
paraca zarar etmiş olmak
Fiil
para sıkıntısında olmak
Fiil
para sıkıntısında olmak
Fiil
bir şeyi para için yapmak
Fiil
birinden para istemek
Fiil
birinden para rica etmek
Fiil
çok para kazanmak istemek
Fiil
birinden durmadan para istemek
Fiil
birinden para koparmak için taciz etmek
Fiil
para için ihtiyati talep (beklenmedik olaylar karşısında tedbirli olmak amacıyla kişilerin ya da firmaların
ellerinde bulundurmak istedikleri para mik
birinden para koparmak
Fiil
birinden acele para istemek
Fiil
birisinden acele para istemek
Fiil
spekülatörlerin faiz oranlarının artacağı ve bu nedenle tahvil fiyatlarının düşeceği beklentisiyle ellerinde
para tutmak istemeleri sonucu ortaya çıka
birinden para sızdırmak
Fiil
birinden ödünç para almak
Fiil
peşinatı hesaba katmak
Fiil
herkes tarafından para ödemesi talep edilmek
Fiil
harcanan para için makbuz almak
Fiil
bir konuşmayı para isteyerek bitirmek
Fiil
peşin para üzerinden yüzde üç indirim yapmak
Fiil
savunma için daha çok para istemek
Fiil
parasızlıktan alıkonulmak
Fiil
peşin parayla satın almak
Fiil
çok para gerektirmek
Fiil
para kazanmak için bir tasarı yapmak
Fiil
para veya hatır için.
not for love nor for money: ne para ne de hatır için, asla, hiçbir suretle,
olanaksız, imkânsız.
It cannot be done for love or money: Bu ne para ile, ne de hatır için yapılır.
-e göre, -nin fikrince, -e kalırsa.
for my money: bence.
For my money, there's nothing to be gained by waiting.
Not for every man's money: Herkesin harcı değildir.
He's the man for my money: Aradığım adam budur.
harcanan para için makbuz almak
Fiil
parası karşılığı az bir kâr sağlamak
Fiil
parasının karşılığını almak
Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek
Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek
Fiil
parayı bankaya emanet etmek
Fiil
saklatmak üzere parasını bankaya tevdi etmek
Fiil
saklaması için parayı bankaya emanet etmek
Fiil
(a) şiddetli rekabetle karşılaşmak, (b) zahmetine değmek, büsbütün semeresiz olmamak.
para kazanmak için bir yol bulmak
Fiil
kocanın daha çok para vermesi için ısrar etmek
Fiil
kolay kazanılan para,
argo anafor.
yaşlılığı için bir kenara para koymak
Fiil
çok kolay, sıkıntısız, zahmetsiz.
It's money for jam: Bundan kolay ne var!
ay sonu hesaplaşma parası
kolay/zahmetsiz kazanılan para.
ay sonu hesaplaşma parası
ne hatır ne de para uğruna elde edilemeyecek şey
bir şeyin ücretini ev geçindirme parasından ödemek
Fiil
bir teşebbüs için para koymak/yatırmak.
bir girişim için para yatırmak
Fiil
beklenmedik durumlar için yedek akçe ayırmak
Fiil
beklenmedik durumlar için para ayırmak
Fiil
tatil için para biriktirmek
Fiil
tatil için para biriktirmek
Fiil
biri için para harcamak
Fiil
parasını boşa harcamak
Fiil
elinde hazır para bulunmak
Fiil
kamu parasını yasal amaçlar için kullanmak
Fiil
devlet parasını meşru amaçlarla kullanmak
Fiil
devlet parasını meşru amaçlarla kullanmak
Fiil